KOCAELİ (İZMİT)
1) İzmit Saat Kulesi
Bu kulenin Osmanlı padişahı tarafından yapıldığı düşünülse de bu bilgi yanlıştır. Kocaeli İzmit ilçesinde bulunan kule, 1902 yılında II. Abdülhamid’in tahta çıkmasının 25. yılında, İzmit Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. İzmit Mutasarrıfı Musa Kazım Bey tarafından inşa ettirilmiş olup, Hereke ve Tavşancıl’dan getirilen traverten taşların kullanımı ile yapılmıştır.
Mimarı ise Mihran Azaryan olan kule şehrin her noktasından görülüyor. Yapıldığı tarihten bu yana günümüze dek gelebilmiş üç yapıdan biridir. Yalnıza bu değil Osmanlı’ya ait tüm vilayetlerin önemli yerlerinde çeşmeler, binalar ve saat kuleleri yapılmıştır.
Mimari özellikleri; Neoklasik mimari çalışmayı görebileceğiniz zarif bir görüntüye sahip İzmit Saat Kulesi, 3.65 metre- 3.65 metrekarelik ölçülere sahiptir. Üç bir tarafı da çeşmeler bulunan yapı dört katlı olup, ilk katı seyir için kullanılırken üst kısımlara doğru çıkıldıkça kule daralmaktadır. Seyir balkonunun altında Osmanlı’ya ait desenler görülmektedir. Kulenin dört tarafında da 80 cm çapında saatler yer alıyor.
İzmit’in sembolü haline gelen saat kulesi, 2010 yılında yenileme çalışmaları yapılmıştır. Etrafında bir çocuk parkı ve bir de manzaralı kafe mevcut. Akşam vakitlerinde halk tarafından yoğun ilgi görüyor olması da bu özelliğini kanıtlar nitelikte.
2) Değirmendere Yalı Evleri
Eski Yalı Mahallesi’nde yer alan evler, mimarisi ile yüzyıllık geçmişi olduğu gibi yansıtmaya devam ediyor. Gölcük Belediyesi tarafınca koruma altına alınan tarihi evler, özüne uygun olarak restore edilmiştir. Toplamda 12 evin ve bir de camini vatandaşların hizmetine açılmıştır. Bu evler; Seramik Müzesi, Ahşap Heykel Müzesi, kütüphane, kafeterya, restoran ve butik otel olarak faaliyet göstermektedir. Böylelikle kültürel bir tesis haline getirilmiş olup, tarihi doku günümüzde değerini bulmuştur.
3) Kocaeli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Kocaeli İzmit’in İstasyon Caddesi üzerinde yer alan 21 dönümlük bir alanı kapsayan Eski Gar Alanı’nda, müze planı Alman Otto Ritter tarafından çizilmiş olup 1873-1910 tarihleri arasında yapılar inşa edilmiştir. Eski Gar ve Ambar binaları birlikte kullanılarak yenileneme çalışmaları yapılmış ve sonucunda Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu olarak hizmet vermektedir.
Tamir Atölyesi, Su Deposu ve Lojman Binası ise Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi olarak faaliyet göstermektedir. Müze içerisinde; Paleolitik, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserler ziyaretçilerine sergileniyor. Bu eserler arasında, Mimar Faruk Ertunç’un koleksiyonundan müzeye bağışladığı birtakım kazıma aletleri yer alıyor. Roma Dönemi’nde mermerden yapılmış olan baş ve büst heykelleri, cam metaryeli kullanılarak koku şişeleri ve vazolar yapılan çalışmalar sonucunda keşfedilerek müzede yerini almıştır.
Bunların yanı sıra Klasik ve Helenistik Dönemlere ait; kandiller, kap ve kaseler, çeşitli keramik parçaları eserler arasında bulunuyor. Farklı teknikler kullanılarak yapılan figürlere rastlayabileceğiniz gibi eski dönem kıyafetleri ve hamam giysilerini de inceleyebilirsiniz. Sadece içi değil dışı da bir o kadar ilgi çekici. Bunlar arasında Üç mevsim heykelleri Roma Dönemine ait olan heykeller; yazı, kışı ve sonbaharı temsil etmektedir. Çeşitli heykeller, sütunları lahitler ve Osmanlı Dönemi’nde kullanılan topları göreceksiniz.
4) Osman Hamdi Bey Evi ve Müzesi
1842-1910 seneleri arasında yaşayan Osman Hamdi Bey, Osmanlı Devleti döneminin sonlarında yaşayan devlet adamı olmasının yanında mühim bir sanat uzmanı ve ressam olduğunu da söylemeliyim. Osman Hamdi Bey’in hatıralarının bulunduğu evi ve müzesini kendisi çizmiştir ve 1884 yılında da inşa edilmiştir. Fransız mimarisinden etkilenerek tasarlanan evin malzemelerinin büyük çoğunluğu yurt dışından getirtilmiş. Giriş katındaki ahşap kapıların üzerine resmettiği çiçek desenleri öylesine iyi ki, adeta her biri tablo niteliği taşıyor. Evin içinde resim atölyesi, kayıkhaneden oluşuyor olup, burada tam 26 yazını geçirmiştir.
Bu ev Kurtuluş Savaşı sırasında İsmet İnönü’ye birkaç gün kapılarını açarak konaklama imkanı sağlarken 1933 yılında ise Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir. 1966 senesinde tescil edilen Osman Hamdi Bey evi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılmıştır. Kendisine ve aile üyelerine ait fotoğraf ve eşyalar, Osman Hamdi Bey tarafından boyanan masalar sanat sevenlerin beğenisine sunulmuştur.
5) Gayret Gemi Müzesi
1972 senesinde Türk Deniz Kuvvetleri’nde yer alan Gayret Gemisi, yapmış olduğu hizmetlerinden sonra 1997 yılında Gölcük Tersanesi’nde onarım görerek müze olarak faaliyetine devam etmektedir. Bu gemi Kore ve Vietnam savaşlarında önemli bir rolleri üstlenmiş, pek çok tatbikatta görev almıştır. Gemi; mutfak, çamaşırhane, savaş harekatı merkezi, komutan kamarası bölümlerinden oluşuyor.
Türkiye‘nin ilk gemi müzesi olarak hizmete giren Gayret Gemi Müzesi, kültürel açıdan kazandırılmak üzere İzmit Yelken Kulübü’nün yanında konumlandırılmıştır. Müze içerisindeki asker tarafından yönetiliyor olup, gezi sırasında sizlere eşlik ediyorlar. Eğer bir fotoğraf çekmek isterseniz 20 TL ödemeniz gerekiyor. Tüm orjinalliğini olduğu gibi yansıtılırken, cansız mankenler yerleştirilerek o dönemin durumunu canlandırmayı amaçlamaktadır.
6) Kasr-ı Hümayun Saray Müzesi
Kasr-ı Hümayun – Saray Müzesi bir diğer adıyla Sultan Abdülaziz’in Av Köşkü, İzmit Saat Kulesi’nin yanında konumlanıyor. Merkez ilçede, müştemilatı da dahil büyük bir alanı kapsıyor. İlk olarak IV. Murat döneminde ahşap temelleri üzerine yapılmıştır. Fakat malesef çıkan yangın ve meydana gelen deprem sonucu yıkılmıştır. Günümüzde ziyaret ettiğimiz 1861-1876 Sultan Abdülaziz döneminde yapılmış olan saraydır.
Neo klasik özelliklerde yapılmış olup, Avrupa-Barok stilinden esinlenerek inşa edilmiştir. Sarayın tavan süslemeleri Fransız ressam Sason’a aittir. Süslemeler arasında; Osmanlı arması, Abdülaziz’in tuğrası, bayrak, mızrak, balta ve kılıçtan oluşan grup motifleri, çiçek ve meyve motifleri yer alıyor.
Buranın en önemli özelliği İstanbul dışında yapılan tek saray olma özeliğini taşımasıdır. 1967 senesine dek Vilayet ve Ziraat odaları olarak faaliyet gösteren saray, bu yıldan itibaren İzmit müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1992 yılında onarılarak hizmete girmiş ancak 1999 depremi ile ağır hasar görmüştür. 2004 yılında tekrardan bir restorasyon çalışması yapılmış ve teftişler, tamamlandıktan sonra saray müze olarak 2007 tarihinde ziyaretçilerini ağırlamaya başlamıştır.
7) Atatürk ve Redif Müzesi
Abdülaziz Dönemi’nde İzmit valisi Hasan Paşa tarafından yaptırılan Atatürk ve Redif Müzesi, ikinci ampir üslubu kullanılarak yapılmıştır. Osmanlı’da Redif subayları için yapılmış askeri yapılardandır. 1999 depremine kadar Redif dairesi Askeri mahkeme olarak kullanılmıştır. Daha sonra onarım işlemlerinden geçirilerek müzeye çevrilmiştir. Bir süre özel müze olarak faaliyetine devam etmesinin ardından Kültür Bakanlığı Kocaeli Arkeoloji ve Etnografya Müzesi bağlı birimi olarak hizmetine devam etmektedir.
8) Kaiser 2. Wilhelm Köşkü
Hereke halı meşhur olduğu kadar tarihi yapılarıyla da bilinen ve hatta dünyada tanınan eserlere sahip bir ilçedir. Bunlardan bir tanesi de Hereke kıyısında, halı fabrikasının sınırları içinde bulunan ve eskiden Sümerbank’a ait olan dokuma Kaiser 2. Wilhelm Köşkü’dür kuşkusuz.
Şöyle değişik bir hikayesi var; halıları görmeye gelen yabancı misafirlerin derme çatma barakalarda konaklamalarının uygun olmadığı düşünülerek fabrikaya yaraşır uygun bir köşk yapılmasını düşünülmüş. İzmit’i ziyaret eden Alman İmparatoru Kaiser 2. Wilhelm gelmedne kısa bir süre önce Sultan 2. Abdülhamit’in emriyle yapılmıştır. Net olmasa da İtalyan mimar Raimondo d’Aronco tarafından yapıldığı düşünülen köşk, tekne yapım tekniği kullanarak yapılmış ve metal herhangi bir çivi çakılmamıştır.
Yıldız Sarayı’nda üç haftada yapılan köşkün parçaları, deniz yolu üzerinden parça parça getirilerek bir günde monte edilmiştir. Sultanı ziyarete gelen; Alman imparatoru 2. Wilhelm, imparatoriçe Augusta Victoria, Bulgaristan Prensi ve Alman Sefiri Baron Marshal, İngiliz Sefiri İbn Reşit gibi çeşitli ağır misafirler burada konaklamışlardır. Gelen bu misafirlere Hereke’nin ünlü ipek seccade, halı, elbiselik kumaş, boyun atkısı, maşlah ve mendil vb. yerel ürünler hediye edilmiş. İmparator ise köşk için bulunmaz bir böcek koleksiyonu hediye etmiş.
9) Çamlıtepe
Yuvacık Barajı’na geldiğiniz takdirde Çamlıtepe’ye çıkarak, Kocaeli şehrinin en hoş manzarasından birine şahit olabilirsiniz. Yuvacıklı kardeşlerin işlettikleri restoran ile gelen ziyaretçilerini ağırlıyorlar. Serpme kahvaltısı ile meşhur olup, manzaraya karşı lezzetli tadımlar yapabilir ve huzurun keyfini çıkarabilirsiniz. Yuvacık Barajı yolundan Çamlıtepe’ye tabelaları takip ederek ulaşabilirsiniz.
10) Kerpe Miço Cennet Koyu
Kumcağız ile Kerpe arasında bulunan Miço Koyu diğer bilinen adıyla Gizli Cennet Koyu, farklı kayalıklarla popüler olmuş ve kayalıkların arasında havuzu andıran görsele sahiptir. Doğal bir liman olan koy, tarihi ile de ön plana çıkmaktadır. Bu tarih M.Ö 3000’li yıllara kadar uzanıyor olup, ilk olarak Sitler ve Amazonlar ile başlamıştır. Daha sonrasında çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan koyda; Roma, Bizans ve Osmanlı
Devleti’nin hakimiyeti altına girmiştir.
Kerpe tarafından kadınlar için ayrılmış olan Miço Koyu, 2016 senesinde ilk olarak birinci etabıyla açılmıştır. Yaz dönemlerinde kapılarını açan plaj; doğa ile olan enfes uyumu, temiz havası ve stresten soyutlanmış olup siz ziyaretçilerini bekliyor.
11) Nüzhetiye Şelalesi
Yazın sıcakların arttığı vakit hemen yanı başımızda yer alan Kocaeli ilçemize günübirlik bir gezi düzenleyerek kendinizi doğanın kucağına bırakabilirsiniz. Gölcük ilçesinde konumlanan Nüzhetiye Şelalesi, muhteşem doğa ve şarıl şarıl akan suyu siz misafirlerini adeta büyüleyecek. Dereyi sarıp sarmalayan ağaçlar, buz gibi akan suyun serinletici etkisi derken dalıp gideceksiniz.
Samanlı Dağları’nın üstünde bulunan orman köylerinden ve şalaleninde ismini aldığı Nüzhetiye Köyü 5 kilometrelik parkuru ile harika bir yürüyüş rotasına sahip. Eski bir yerleşim alanı olan köydeki parkurun başlangıç noktası, köyün sonunda bulunan Alabalık Tesisleri’nin önünden başlıyor. Kısa olması her mevsim yürüyüş yapabilme imkanı sunarken daha çok yaz aylarında tercih ediliyor.
Ağaçların yarattığı gölge yol kuş, cıvıltıları derken yolun sonuna ulaşıyorsunuz zaten. Parkurun iki tane önemli noktası bulunuyor. Dere içindeki taşlık bölgeden geçerken pile geçilmesi gerekiyor ve en önemlisi yosunlu taşlar. Kayma ihtimaline karşı trekking ayakkabısı giymenizi öneririm! Ve parkurun sonu Nüzhitiye Şelalesi’nde son buluyor ve aynı rota üzerinden gerisin geri dönüyorsunuz. Unutamayacağınız bir deneyimi yaşayabilir, fotoğraf çekmeyi seviyorsanız güzel kareler sunan şelale çevresini ölümsüzleştirebilirsiniz.
12) Yuvacık Barajı
Kocaeli sınırları içerisinde bulunan Yuvacık Barajı, şehrin su ihtiyacının yüzde 80’nini karşılamaktadır. Kirazlıdere Çayı üzerinde yer alması sebebiyle Kirazlıdere Barajı adıyla da bilinmektedir. Baraj 258 kilometrelik bir alanı kapsıyor olup, kurak zamanlarda su yönetimi tarafından sağlanmaktadır. Baraj; Kirazdere, Kazandere ve Serindere’den besleniyor.
? Gelen ziyaretçilerine birbirinden farklı etkinlikler sunan baraj, hafta sonu için vakit geçirmek adına oldukça ideal bir noktadır. Yemek yemek için gitmeniz gereken tek yer kuşkusuz alabalık tesisleridir. Çevresinde kendi pişir kendin ye tarzında piknik yapabilirsiniz. Peki bitti mi ? Asla tabi ki. Tüm bunların yanı sıra; paintball, ATV safari, doğa yürüyüşü ve trekking gibi aktiviteler sizleri bekliyor olacak. Üstelik hem spor hem de yürüyüş yapabileceğiniz; Camidüzü, Değirmendüzü, Soğukdere ve Sıcakdere parkurları da mevcut. Biraz olsun şehir stresinden uzaklaşıp keyfinize bakabileceğiniz ve içerisinde size her türlü hitap eden bir şey bulabileceğiniz nadir yerlerden.
Yuvacık Barajı’nın hemen tepesinde bulunan ve harika bir manzaraya ev sahipliği yapan seyir tepesinde çay bahçeleri yer alıyor. Kahvaltı yapmak, çay veya kahve içmek, yemek yemek veya yalnızca manzarayla gözünüzü doyurmak isterseniz buraya uğramanızı tavsiye edebilirim. Kamp yapmak isterseniz bu olanak mevcut ancak sıcaklığın -20’ye kadar düşmesi sebebiyle uyku tulumunu getirmeniz şart.
13) Maşukiye Aygır Deresi
Maşukiye Aygır Deresi, Kartepe’nin zirvesinden başlayarak içerisinde pek çok büyüklü küçüklü su kaynakları, dereler ve pınarları bulunuyor. Dört mevsimin her birinde kendine özgü renkleri içinde barındıran dere, yarattığı görsel şölenle sizi geldiğinize pişman etmeyecek. Çevreyi keşfetmenin merakıyla yapacağınız küçük gezintiler sizi heyecanlandıracak cinsten.
Acıktığınız takdirde yol boyunca sıralanmış dilediğiniz kadar Alabalık restoranları mevcut. Yaz kış ziyaret edilse de Kartepe’de eriyen karlar derenin debisini fazlalaştırdığından ilkbaharda gitmenin keyfi bir başka. Serpme köy kahvaltısı ile meşhur olan bölgeye sabah erkenden gelip kahvaltı yapıp çevreyi gezmek on numara bir plan benden demesi.
14) Tahtalı Göleti
Doğa sevenler için seçilmiş bir yer olan Tahtalı Göleti, Türkiye’nin doğal güzelliklerinden bir tanesidir. Türkiye’nin en büyük altı göletinden bir tanesi olan Tahtalı, yeşillikler arasına gizlenmiş olup, TEMA Vakfı’nın çalışma alanlarından biridir. Kocaeli ilinde yer alan göletinde piknik yapabilir, çevresinde bulunan tarihi kalıntıları keşfe çıkabilirsiniz.
15) Sapanca Gölü
16 kilometrelik bir uzunluğa sahip olan Sapanca Gölü, Adapazarı ve İstanbul arasında konumlanıyor olup Sapanca ilçesinde yer almaktadır. Bu tatlı su gölündeki araştırmalar sonucunda önceden İzmit Körfezi’ne bağlı olduğu görüşü ortaya atılmıştır. Bakıldığında İzmit Körfezi’nin devamı gibi görülmesinin sebebi belkide önceden birleşik olmasıdır.
Tektonik oluşumlar sonucuyla ortaya çıkan göl, her mevsim ziyaret eden misafirlere ev sahipliği yapmaktadır. Dağlardan gelen sulardan beslenen gölün içinde; sazan, yayın, turna ve alabalık türleri yaşamaktadır. İlk olarak İstanbul olmak üzere yakın illerden kafa tatili için burayı tercih edenlerin sayısı hayli fazladır.
Gölün yakınındaki Arifiye Ormanı’nda kamp ve piknik alanları da bir yerden başlamanız adına bir fırsat. Buraya geliyorsanız meşhur kahvaltı, mangal ikilemesini yapacaksınız! Çevresinde yer alan kafelerde bu aktiviteleri gerçekleştirebilirsiniz. Hava müsait ise kano ve deniz bisikletine binerek bu tatili taçlandırırken, çevresindeki yürüyüş parkurlarında yediklerinizi eritmek adına yürüyebilirsiniz. Yani yaklaşık 16 kilometre kadar.
Efsaneye göre; önceden gölün bulunduğu yerde bir kasaba bulunurmuş. Kasabada zengin insanlar maddiyata oldukça düşkünlermiş. Bir keresinde yakınındaki bir dağdan fakir ve kalbi bir o kadar temiz biri burayı ziyarete gelir. Gelen adam burada bir evde konaklamak istemiş daha sonra bir bardak su istemiş ancak kimse oralı olmamış. Bu Allah misafiri derviş aç ve susuz bir şekilde kasabadan ayrılırken burada bir kulübeye rastlar. Halka sapan satarak para kazanan bir sapancının kulübesi olup, dervişe kapılarını açar ve onu ağırlar, yemek ikram eder.
Derviş bu durumdan mutlu ve memnun olarak gecesini burada geçirir ve sabah kalktıklarında sapancı dervişi uğurlar. Geri dönen sapancı bir de ne görsün, ortada kasabaya dair hiç bir şey kalmamış. Yaşanan felaket sonucu her yeri su kaplamış ve kasabayı yok etmiştir. Bugün hala gölün ortasında duran bir minareyi görebilirsiniz. Denilene göre gerçekten suyun altında hala yapılar mevcuttur.
Sapanca’ya geldiyseniz muhakkak; Maşukiye, Kartepe, Yaylalar ve Lahitleri gezmelisiniz. Çevresinde bulunan tarih yapıları ziyaret edebilirsiniz. Mimar Sinan’a ait Vecihi Kapısı, Rahime Sultan Cami ve Tuğrası ve daha nice yer…
16) Ormanya Doğal Yaşam Parkı
Dört bin dönümlük bir araziyi kapsayan Ormanya Doğal Yaşam Parkı, 53 farklı hayvan türü ve 467 hayvanı bünyesinde barındırmaktadır. Bu hayvanlardan; ala geyikler, ceylanlar, karacalar, koyun, keçi, midilli, kaz, tavuk, ördek gibi birçok hayvan yaşamlarını sürdürmektedir. Doğada yaşadığı ortamlarının hemen hemen aynı koşulları oluşturularak bir yaşam alanı sunulmuştur.
Hayvanlar için beslenme, sosyallik, üreme, hastalıklarının tedavileri konularında bölümler bulunmaktadır. Parkın içinde yalnızca buradaki hayvanlara bakan veteriner hekimler klinik hizmet vermektedir. Bu alanda kendi evcil hayvanınızla ile gezemiyorsunuz. eğer yanınızda getirdiyseniz evcil hayvan oteline bırakarak gezinizi devam ettirebilirsiniz.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafınca ilgilenilen proje içerisinde; 40 araçlık karavan kamp alanı, 3 bin araçlık ücretsiz otopark, 100 çadırlık kamp alanı, 15 kilometrelik bisiklet, 21 kilometrelik yürüyüş parkuru ve 5 bin kişilik mesire alanı yer alıyor. Yalnızca çocuklara değil her yaştan insana hitap eden pek çok etkinlikle ile donanmıştır. Çocuklarınızı hayvanlar ile ilgilenirken sizlerde gölet ve kafe sayesinde dinlenme imkanı bulabilirsiniz.
Hediyelik eşyalar satan dükkanlardan alışveriş yapabilirsiniz. Üstelik 150 dönümlük bir mesire alanı da yer alıyor. Toplamda 40 kişilik çardak, 500 tane 6 kişilik piknik masalarda piknik yapabilirsiniz. Ancak ateş yakmak yasak olup, tüplü ocakları kullanabilirsiniz. Hafta sonu oldukça kalabalık olduğu için erken saatte gelmenizi öneririm. İçindeki kamp alanlarını ücretsiz olarak kullanabilir, yürüyüş ve bisiklet parkurlarından yararlanabilirsiniz.
17) Serindere Kanyonu
Kocaeli’nin Yuvacık ilçesinde yer alan Serindere Kanyonu, kaynağı Kartepe ve Samanlı Dağları’ndan gelmektedir. Vadiler arasında bulunan Serindere yaz dönemlerinde bile ısınmadan akmaktadır. Serindere Köyü’ne oldukça yakın Kız Kulesi bölgesinde kanyon olma niteliğini alıyor. İki metre kadar genişliğe ulaşan kaya duvarlar, göletler, sarp yamaçlar dikkat çekmektedir.
Yuvacık Barajı kanyonu besleyen en önemli kaynak olup, yüksekliği 10-20 metre arasında değişmektedir. Altı şelalenin yanında ilkbahar aylarında karların erimesiyle birlikte küçüklü büyüklü şelaleler meydana geliyor.Serin suların içinde keyifli bir yürüyüş için tercih ederken, her mevsim kamp yapabilirsiniz. Trekking için en popüler noktalar arasında yer alıyor olup, orta ve iyi seviyedeki yürüyüşçüler için oldukça elverişlidir.
Üç tane yürüyüş rotasından ilki; Örnek Köyü’nden Kanyona giriş yapabilirsiniz. Bazı yerlerden dere kenarlarından giriş yapabilseniz de bunun tehlikeli olduğu hususunu belirtmeliyim. Serindere Köyü’ndeki Kız Kulesi Alabalık tesislerinden başlayan parkur sol tarafınızda dereyi takiben yaklaşık olarak iki saat sürüyor olup beton köprüye ulaşıyorsunuz. Burada mola verebilirsiniz. Devamında ise orman içinde doğru uzanan patika parkuru takip ederek geri kalan bir saatlik yürüyüşe devam ediyorsunuz. Dere yatağına tekrar ulaşıyorsunuz ve burada Kocaeli’ye içme suyu taşıyan bir metre çapındaki borunun bulunduğu 150 metrelik tünel karşınıza çıkacak. Tünelin sonu, Serindere’nin birinci yürüyüş parkurunun bitiş noktası.
İkincisi; yine aynı başlangıç noktası olan Alabalık Tesisleri’nin yanından başlayarak, derenin sağ tarafından devam ediyorsunuz. Serindere Kanyonu’nun doğduğu yer alan İnönü Yaylası’na kadar uzanan bu yol içinde pek çok şelale ve gölete rastlayacaksınız. Göletler içinde geçerken su seviyesinin belinize kadar ulaştığını belirtmeliyim. O yüzden yanınızda yedek kıyafet ve ayakkabı getirmeniz gerekiyor. Zorluk seviyesi orta ve zor olarak tanımlayabileceğiniz parkura çocuklar ile katılmamanız öneriliyor. Ortalama 3-4 ve 5-6 saatlik bir yürüyüş olacak. Kanyonun bir ucundan girip diğer ucundan çıkacaksınız.
Son olarak üçüncü parkur ise; diğer adıyla Serindere Baraj parkuru olarak biliniyor olup, Yuvacık Barajı’nın kenarındaki patika yoldan yapılıyor. Diğer iki rotaya oranla daha kolay olduğu söylenebilir. Yuvacık Barajı’nın tüm güzelliğini görebileceğiniz tepeler arasında keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.
18) Parsık Mağarası
Başiskele ilçesinin Yuvacık Beldesi’nde yer alan Kazandere Köyü mevkiindeki, Parsık Mağarası damlataş oluşumları yönünden oldukça zengindir. Bu damlataşları çıplak gözle görenler adeta mest oluyor. Bunun yanında sarkıt, dikit, sütun ve soğan şekilli damlataşlar görülmeye değer niteliktedirler. Neredeyse yatay bir düzey şeklinde olup, dar ve geniş alanlara sahiptir. Damlataş oluşumları mağarada hala görebilirsiniz.
19) Veysel Candan Mağarası
Cirbin Ali Mağarası’nın 1 kilometre güney doğusundaki Soğuksu mevkiinde yer alan Veysel Candan Mağarası yaklaşık olarak 200 metre uzunluğundadır. Rekristalize kireç taşları ile oluşan mağarada ilerlemek son derece zordur. Hasan Candan tarafından yapılan açıklamada mağaranın ilk 100 metresinde bir göl oluşumu bulunuyor. İlerlenebilen tek kısım son kısmındaki 200 metrede 8 metrelik bir şelale yer alıyor. Şelaleden sonra daha fazla yürüme imkanı yok. Farklı damlataş modellerinin bulunduğu fakat mağaranın yalnızca 50-60 metrelik kısmı görülebilinmiştir.
20) Pembe Kayalar
Kocaeli’nin Kandıra bölgesinde bulunan Kefken’in en popüler noktasıdır. Güneşin üzerinde ahenkle yansıdığı o keskin hatlara sahip girintili çıkıntılı kayalıklar, işte Pembe Kayalıklar. Adeta bir gök kuşağını oluşturuyor. Sarının yeşile oradan maviye karışması ortaya çıkan görüntünün harikuladeliği derken gözünüz bayram edecek. İlginç jeolojik yapıya sahip olan kayalar, antik çağdan itibaren taş ocağı olarak kullanılıyor olup suyun içerisinde yumuşak çıkarak sonrasında sertleşiyor. Bu özelliği ile Osmanlı döneminde insan gücüyle kesilen dikdörtgenler şekilleri İstanbul’a getirilmiş. Bunla da Sultanahmet Cami olamak üzere başka camilerde ve Anadoluhisarı’nın yapımında kullanılmış.
21) Yazlık Ilıcası ( Ayazma)
Gölcük ilçesindeki Yazlık Köyü’ne 500 metre uzaklıkta bulunan Ilıca Deresi yatağında bulunuyor. Doğu Roma İmparatorluğu dönemine ait olup, suyun sedef ve mide hastalıklarına iyi geldiği belirtilmektedir. İçerisinde; termal havuz, sauna, buhar odaları, şok kovası, masaj odaları, jakuzi, Türk hamamı yer alıyor. Dilerseniz ortak kullanım havuzlarını isterseniz de aile odalarını tercih ederek ılıca suyundan yararlanabilirsiniz. Suyun çıktığı nokta tesisin hemen üstünde yer alıyor olup ist rseniz görebilirsiniz.
Ayrıca içinde bulunan restoran ve kafelerden girişte size verilecek olan akbile yüklediğiniz miktar üzerinden harcama yapıyorsunuz. Akbilde paranız artarsa çıkışta geri iadesini alıyorsunuz. Buraya gelirken yanınıza; şampuan, sabun ve sağlam lifli bir kese götürmenizi tavsiye ederim. Havuza bonesiz girişler yasak olduğu için mutlaka bir bone edinin. Eğer yoksa veya unutursanız sorun değil bura da satışı yapılıyor. Yanınıza terlik veya havlu getirmeniz gerekmiyor, burada veriyorlar.
22) Kartepe Kayak Merkezi
Kocaeli’nin Maşukiye ilçesinde yer alan Samanlı Dağları’nın zirvelerinden biri olan Kartepe, kış sezonu kayak turizminde oldukça popüler bir ortadır. Nispeten diğer bölgelere oranla uygun fiyatlı olup İstanbul’a olan yakınlığı ile de cezbetmektedir. Ormanları ve doğal güzelliği ile ister günübirlik isterseniz de konaklamalı olarak bu kış tatilinin keyfini çıkartabilirsiniz. Aralık, ocak ve şubat ayları gitmek için en uygun zamanlardır. 1600 metre yükseliğe sahip olan Kartepe’de diğer aylarda kar kalınlığı azalmaya başlamaktadır.
Yalnızca kışın ziyaret edebileceğiniz düşünmeyin! Yaz aylarında da harika bir trekking rotasıdır aynı zamanda. Kartepe’nin yamaçlarında bulunan Kuzuyayla Tabiat Parkı ve Suadiye Yaylası’nda piknik ve kamp yapabilir yaz aylarının hararetini bu serin havaya sahip ortamda atabilirsiniz.